5 Haziran 2008 Perşembe

Anatomi






Genital sistem erkek ve kadında üreme fonksiyonunda direkt veya indirekt olarak rol oynayan organları içeren anatomik yapılardır. Genital organları iç ve dış genital organlar olarak 2 bölümde inceleyebiliriz. Dış genital organlara topluca vulva adı verilir.
Vulvanın üst sınırını leğen kemiklerinin orta hatta birleştiği bölgenin oluşturduğu kabarıklık olan pubis tepesi (mons pubis), yanlarda sınırı büyük dudaklar ve altta anüs oluşturur. Anüs ile dış dudakların alt uçları arasındaki bölgeye de perine adı verilir. Doğum sırasında doğumu kolaylaştırmak amacıyla perine bölgesinde epizyotomi adı verilen kesi yapılır ve çocuğun başının daha rahat çıkması ve bu sayede buradaki kasların hasar görmesi engellenir.
Dış Genital Organlar
Büyük dudaklar, küçük dudaklar, vajina girişi, kızlık zarı, klitoris ve idrar boşaltma deliğinden oluşur.
Büyük dudaklar (Labium majus), erkekteki torbaların karşılığı olan cilt kıvrımlarıdır. Vulvanın dış sınırını yapar. Ön tarafta büyük dudaklar birleşir. Arkada ise birleşme yeri anüsün üstünde belli belirsizdir. Büyük dudaklar üzerinde yağ salgılayan salgı bezleri ve ter bezleri bulunmaktadır. Ergenlikten sonra dış yüzeyini örten deri kıllarla kaplanır.













Küçük dudaklar (Labium minus) ise büyük dudakların iç kısımda yer alır. Önde ve arkada birleşerek vajina girişini çevreler. Üst birleşiminde klitorisle komşudur. Sinir ve kan damarlarından zengin bir yapıdır. Ciltaltı yağ dokusu bulunmaz.
Vajina girişi, iç dudakların devamında yer alır. Kızlık zarına kadar olan 1-2 cm’lik kısımdır. Vajina girişi etrafında ilişki sırasında vagen girişinin kayganlığını sağlayan salgı bezleri bulunmaktadır. Vajen girişinde her 2 tarafta bulunan Bartholin bezlerinde kist ve abseler sık rastlanılan jinekolojik problemlerdendir.


Kızlık zarı (hymen), vajina girişinde bulunan zar şeklindeki deri yapıdır. Ortası vajina girişini daraltacak şekildedir. Fonksiyonu bilinmemektedir. Kızlarda enfeksiyonda koruduğu öne sürülse de bu fonksiyon tartışmalıdır. Farklı yapılarda bulunabilir.
Bazen doğuştan kızlık zarı kapalı olur. Bu durumda ergenlikle birlikte adet kanı içeride birikeceğinden cerrahi olarak açmak gerekir.
Kızlık zarı ilk cinsel birleşme sırasında yırtıldığından zarın yapısı ile ilişkili olarak az ya da çok bir kanama meydana gelir. Ancak, bazı genç kızlarda zarın vajina duvarından yüksekliği az olduğundan ve vajina girişi nispeten geniş olduğundan ilk ilişki sırasında yırtılma ve dolayısıyla kanama olmayabilir. Halk arasında bu durum “kızlık zarının elastik olması” olarak bilinir. Tıbbi literatürde de bu “duhule yani ilişkiye müsait zar yapısı” olarak değerlendirilir. Bunlarda zar doğum sırasında yırtılabilir ve hatta eğer sezaryen ile doğum yapıyorsa hiç yırtılma olmayabilir.

Klitoris, erkekte penisin karşılığı olan ve sertleşebilme özelliği olan (erektil) dokudur. Kan damarlarından zengindir ve kadın orgazmında rol oynar. Küçük dudakların üst birleşim yerindedir.

İdrar boşaltma deliği (üretra ağzı), idrarın dışarıya atıldığı idrar yollarının dışa açılma noktasıdır. Klitorisin hemen altındadır. İdrar boşaltma kanalı (üretra) mesaneden başlar ve bu çıkış noktasında sonlanır. Üretra kadında erkeğe göre daha kısa ve yaklaşık 4-5 cm’dir. Bu kısalık ve ayrıca vajen ve anüsle yakın ilişkisi nedeniyle kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu riski daha fazladır. Vajinadaki enfeksiyonlar idrar çıkış deliğinin de tutabildiğinden bazen kendini idrar yaparken yanma, zorlanma gibi şikayetlerle gösterebilir. İdrar çıkış deliğinin yanlarında Skene bezleri adı verilen salgı bezleri bulunur. Bunlar Bartholin bezleri ile birlikte genital bölgenin kurumasını önleyen ve cinsel ilişkide kayganlaşmayı sağlayan en önemli salgı bezleridir.
İç Genital Organlar





İç genital organlar vajenle başlar rahim ağzı veya rahim boynu (serviks) denen kısımla devam eder. Rahim boynundan itibaren rahmin (uterus) üst gövde kısmı ve diğer iç genital organlar (tüpler ve yumurtalıklar) karın boşluğu içinde yer alır.
Vajen (vajina, hazne), boru şeklinde 10-12 cm uzunlukta bir yapıdır. Yukarıda bahsedilen giriş kısmında salgı bezleri vajenin kayganlaşmasını sağlar. Vajen normalde ön ve arka duvarları birbiri üzerinde katlanmış vaziyettedir. Gebelik sırasında salgılanan hormonlarla vajenin esneme özelliği artar ve çocuk başının geçmesine izin verecek kadar genişleyebilir. Vajenin ön komşuluğunda mesane, arka komşuluğunda kalın basağın son kısmı olan rektum bulunur.
Rahim boynu (serviks), rahmin giriş deliğinin bulunduğu ve muayene sırasında vajene görülebilen kısmıdır. Rahim boynu (veya rahim ağzı) karşıdan (vajenden) bakıldığında halka gibi ortasında rahim giriş deliği bulunan bir yapıdır. Bu delik, spermler için bir giriş kapısı olduğu gibi bebek içinde çıkış kapısıdır. Doğum sırasında halk arasında söylendiği şekliyle “rahimdeki açılma” rahim boynundaki bu deliğin genişleyip tamamen silinmesi ve vajenle devamlılık göstermesidir. Rahim boynu iç kanalında da salgı yapan hücreler bulunur. Bu salgı gebelik olması muhtemel günlerde spermlerin geçişine uygun bir durum alır ve daha seyreltik olur. Gebeliğe uygun olmayan günlerde ise daha yoğundur ve spermlerin geçişi zorlaşır. Bunun yanında bakterilerin de rahim içine girişini engelleyen bir tıkaç görevi görür. Smear testi (rahim ağzı sürüntü testi) bu kısımdan alınır. Rahim boynunun dış kısmını ise vajenle benzer şekilde yassı epitel hücreleri kaplar.
Rahim (uterus), esas olarak rahim boynunu da içeren armut biçiminde bir yapıdır. Halk arasında döl yatağı olarak da bilinir. Fonksiyonu gebeliğe konak görevi görmektir. Embriyonik hayatta her 2 yanda tüp şeklindeki yapılar orta hatta birleşerek rahmi oluştururlar. Bu birleşme sırasında oluşan aksaklıklar bölmeli ya da çift rahim gibi yapısal bozukluklara yol açarlar. Üç tabakadan oluşur: en içte gebeliğin yerleşip geliştiği ve gebelik oluşmadığı taktirde adet kanı ile bir kısmı atılan iç zar (endometriyum), ortada kas tabakası (myometriyum) ve en dışta dış zar (seroza). Genellikle öne doğru olmakla birlikte bazı kadınlarda arkaya dönük te olabilir. Ortalama olarak 50-80 gramdır ancak gebelik sonunda 1000 grama kadar çıkar. Doğumdan sonra 6 haftada eski boyutuna döner.
Tüpler (Fallop tüpleri), uterusun üst kısmından çıkan sağ ve solda 2 adet olan boru şeklindeki yapılardır. Halk arasında döl kanalları olarak da bilinir. Serbest uçları (fimbriya) yumurtalıklara yakındır. Yumurtalıklar tarafından atılan yumurtayı yakalar. Yumurta ve sperm tüplerde karşılaşır ve döllenme burada olur. Daha sonra tüplerin hareketi ile döllenmiş yumurta, yani embriyo rahim içine taşınır ve rahim içinde iç zara (endometriyuma) yerleşir. Bu taşınma sırasında bir aksaklık olursa rahim içine değil tüplere yerleşen embriyo dış gebelik denilen duruma yol açar. Dış gebelik ayrıca, yumurtalıklar üzerinde, karın boşluğunda ve nadiren rahim boynunda da olabilir. Tüplerin çeşitli nedenlerle tıkanması gebeliğe engel olabilir.
Yumurtalıklar (Overler), karın içinde sağda ve solda olmak üzere 2 adettir. Diskoid yapıda ve ortalama 3,5 x 2,5 x 1,5 cm boyutlarındadır. Yumurtalığın fonksiyonu üreme için gerekli yumurtaları ve bunun yanında kadınlık hormonlarını üretmektir. İçinde kadın üreme hücresi olan yumurtaları içeren folikül denen kistçikler bulunur. Her ay bu foliküllerden bir grubu hormonların etkisiyle gelişmeye başlar. Adetin 5. günü (ilk adet gününden itibaren) bunlardan bir tanesi daha fazla gelişir ve 28 günde bir adet gören bir kadında yaklaşık adetin 14. gününde çatlayarak içindeki yumurtayı atar. Bu yumurta Fallop tüpleri tarafından yakalanır ve uygun günlerde cinsel birleşme olursa döllenme olur.
Kadında yumurtaların sayısı sabittir ve embriyonik hayatta belirlenmiştir. Doğumda 2 milyon kadar yumurta hücresi varken ergenlikte bu 400 bine düşer. Kadın, ergenlikten menopoza kadar yaklaşık 400-500 kez yumurtlar. Diğerleri ise küçülüp yol olurlar. Yumurta rezervleri tükendiğinde ise kadın menopoza girer. Menopozda artık yumurtlama ve kadınlık hormonlarını üretme fonksiyonu ortadan kalkar.

Hiç yorum yok: